Yeni Liderliğe Geçiş

Yeni Liderliğe Geçiş

Yeni Liderliğe Geçiş
Yeni Liderliğe Geçiş

Dünya’nın değişim hızı, sosyal dinamiklerdeki dönüşüm, iş hayatı ve ekonomiyi belirleyen faktörlerdeki inanılmaz değişimler bu platformlardaki iş liderliğini de, ekip liderliğini de, bireysel gelişim ihtiyaçlarını da derinden etkiliyor.

Liderliğin değişimi aslında yeni bir lider yaratmak kadar zorlayıcı. Adeta bir işe yeni dahil olan bir liderin bu işte tutunma ve sıradışı başarılar üretmek için yapması gerekenler kadar iş var.

İşin güncel ihtiyaçlarını anlamak bunlardan bir tanesi. Hiçbir zaman değişmeyen, eskimeyen bir koşul bu. Dün ne yaptığınızdan, bugüne nasıl geldiğinizden bağımsız olarak bugün neye ihtiyacınız varı sürekli sorguluyor olmalısınız. İşin neye ihtiyacı olduğunu bilmek o iş için sizin sahip olmanız gereken bilgi ve beceri setini size söyleyecek, zira.

Yıllarca işe alım yapmış biri olarak şunu çok iyi biliyorum ki hiçbir işe alım o işi en iyi şekilde yapacak bilgi ve beceriye sahip birisini bulmadan sonuçlanmıyor. İşe giren kişinin bilgi ve becerisi o günkü ihtiyaç için en güçlü seviyede oluyor çoğunlukla. Ama nedense yine yıllarca işten çıkış süreçlerinin de içinde yer alan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki işten çıkış sebeplerinin de ana sebebi ya davranışlardaki uyumsuzluklar ya da bilgi ve becerilerdeki geri kalmışlıklar oluyor. Demek ki sürekli güncellik, bilgi ve becerilerde sürekli yenilenmeyi zorunlu kılıyor. Yoksa işe girerken sizi taşıyan yetkinlikler işten çıkış sebebiniz de olabiliyor. 

Bilgi ve becerinizi sürekli sorgulamanızın gerekçesi çevrenizin sürekli değişiyor olması. Sıradışı liderlerde görülen en güçlü özellik neleri yapmaya devam edecekleri kadar artık neleri yapmayacağını da net olarak tarifleyebiliyor olmaları. Bu sadece kendileri için değil çevrelerinde onları takip edenler için de büyük bir açıklık. Günümüz kısıtlı kaynak ekonomisi. Zamanın ve paranın bu kadar kıymetli olduğu bir dönem olmamıştı belki de. Bu kadar kısıtlı bir zaman içinde sürekli öğrenmek ve üstüne koymak güzel ama bir o kadar da unutmayı, terketmeyi de becerebilmek gerekiyor ki yetişebilesiniz. O nedenle sürekli öğrenme yanına sürekli unutmayı da eklemek şart.

Liderlerin günümüzde yaşadığı bir başka travma da takvimleri. Bir randevu planlamaya kalksalar birkaç hafta sonrasına ancak alan açabildikleri takvimleri onların değişim ve yenilenmeleri önündeki en büyük bariyer, belki de derin kuyuları. Bize itiraf etmeseler de akşamları şöyle takvimlerine bakıp değerlendirme yapsalar aslında birçok gereksiz aksiyon ya da toplantı ile nasıl da etkisiz bir gün geçirdiklerini görüyor çoğu. Etkiyi, katkıyı, toplantı yapmak, görüşme yapmak ve tartışma yapmanın önüne koyarak günlerini planlamak yeni liderlerin önünü açacaktır. Onları çok daha erişilebilir ve etkin liderler yapacaktır. Çok meşgul olmak çok etkin olmayı getirmiyor zira.

Yenileşmek sadece kendini yenilemekle de olmuyor her zaman. Bazen bulunduğun ortamı, çevreyi, iş ilişkilerini değiştirmeyi de gerektiriyor. Elbette bu bir cesaret işi. Alıştıklarınızdan uzaklaşmak, yeni zorlukların içine atlamak cesur insanların başarabileceği bir iş. Yeni dönemde yeni şeyler öğrenmek ve değişmek için etrafınızın sizden hızlı koşuyor olmasını sağlamanız gerekiyor. Sınıftaki en akıllının siz olmadığı ortamları seçmeniz sürekli öğrenmeniz için güzel bir taktik olabilir. Olduğunuz ortamdaki en hızlı olan olmanız yeterli olmayabiliyor.

Zamansız takvimlerden zamansız liderliğe geçiş şart. Zamansız Liderlikten kastım her zamanın insanı ile çalışabilecek esnek liderlik. Hepimiz en iyi anlaştığımız büyük ihtimalle de çağdaşlarımız ile çalışmaya gayret göstermekten güncellenemiyoruz, değişemiyoruz. Takımlarındaki farklı işleri farklı tonlardan insanlarla güçlendiren, takımın renk kartelasını gerçek renklerle oluşturan liderlerin güncelliği de, etki alanı da, empatisi de sürekli yenileniyor. Rengarenk takımlar güçlü liderlerin en büyük gücü.

Son olarak dijitalleşme, yalınlaşma derken insansızlaşan iş hayatında büyük bir yanılsamanın da yaşandığı kanısındayım. İnsansızlaşan süreçler sonuçta yine de “insansız” olmayacaklar ve “insan”ı ıskalayan liderler bu yolculukta geride kalacaklar. İnsana dokunan, samimi, içten ilişki kuran insanlar daha başarılı liderler olabilecekler. Yeni dünya, yeni iş hayatı, yeni liderler… Anlamayı, odaklanmayı, takvim değil etki peşinde koşmayı, cesareti ve insana dokunmayı gerektiriyor. Yapabilene helal olsun.

Yiğit Oğuz Duman
Kurucu

Bu gönderiyi paylaş